Sayfalar

19 Ocak 2011 Çarşamba

Kore’deki Canlarım


Vancouver'dan döneli 6 ay oldu. Geceli günlüzlü onlarca anı paylaştığım biricik arkadaşlarımı nihayet gidip görebildik. Fiji'ye gidiş yolunda 1 gece kaldık dönerken de 2 gece ilaç gibi geldi.
Seoul harika bir şehir. Hani akrabalarınız için kan çekiyor denir ya aynısı bana Kore'li arkadaşlarımda oluyor. Türkiye'ye döndüğümüzden beri hepsini çok ama çok özledim de şu Kore'liler başka.

En yakın arkadaşım Joo Yang (Çu Yang). Vancouver'a ilk gittiğimde Uluslararası İş Kültürleri dersini birlikte almıştık. İyi ki almışız ! Harika bir kız, eski bir ruh, müthiş bir can yoldaşı. Acemilik zamanlarımda bana o güzel şehri karış karış gezdirmişti. Hatta sonraları bir turizm şirketinde şehir turları düzenleyerek rehperlik yapmaya başladı. Kanada'da Turizm ile ilgili bir iş girdiğinizde o şehirdeki tüm turistik yerleri ücretsiz olarak yanınızda bir kişi ile birlikte gezebilmeniz için bir kart verirler. Listedeki her yere gitmeniz zorunludur. Ziyeret ettiğiniz her yere girişte size bir soru sorarlar o soruyu bulabilmek için karış karış her bilgiyi okumanız her şeyi iyice gözlemlemeniz gerekir. Çu Yang beni davet etmişti bu keyifli geziye. Öğrenciyken ücret ödemeden Vancouver'ın en güzel yerlerini görmek harikaydı. Yessssss dersiniz ya öyle bir şey işte ! Çok ama çok eğlenip, bir o kadar da yorulmuştuk. Ne çok fotoğraf çektik anlatamam. İşte bu harika insan da dahil olmak üzere toplamda 4 arkadaşımı gördüm Seoul'da ve muhteşem iki gece geçirdik.

İlk gece Young ile buluştuk. Ben Fiji'ye giderken.. Çok heyecanlıydı. Vancouver'dan yeni dönmüş iş görüşmeleri yapıyordu. Bir tanesinden çok umutluydu. Dönerken buluştuğumuzda yaklaşık 10 gün sonra işi almıştı bile! İş çıkışında şık takımı ile gelmişti buluşmaya. Tarihin en güzel etinin tadına o gece baktım. Egzotik bir yaprağa sarıp yiyorlar. Akşam yemeği tüm gece sürüyor. Öncesinde sonrasında masayı hiç boş bırakmıyor hizmet sever Kore'li garsonlar. Deli gibi et yememe rağmen harika bir uyku çektim o gece et hiç dokunmadı ilginç..Yemekten sonra şehrin ortasından akan nehire gittik. Kore'nin üstün teknolojisi ile ışıklandırılmış sağlı sollu yürüme yoluyla inanılmaz bir nehir. Nehir kenarında resim sergisi var. Aşıklar yanyana oturmuş ayaklarını suya sokuyorlar. Unutmadan Kore'liler müthiş kibar insanlar, nezakette, saygıda üstlerine yok. Ben de bundan nasibimi aldım tabii. Sonra güzel bir caddeleri var üstünde bir çok turistik ürün satılıyor oraya gittik. Ne görelim bildiğimiz Dövme Maraş Dondurmacısı. Sokakta şov yapıyor kibar Kore'lilere külahı veriyor çekiyor veriyor çekiyor. Çok hoştu. Kolay gelsin diye bağırdım. Eyvallah dedi..Hayranım girişimci Türk ruhuna! Sokakta son derece kaliteli Kore yapımı topuklu ayakkabılar satılıyor imalatçısından çok uygun fiyatlara hemde bayanlara duyurulur.

0 yorum: