Sayfalar

19 Ocak 2011 Çarşamba

Kitsilano’nun Islak Sincapları


Vancouver’a ilk gelişimde uykusuz ama mutlu, o şirin ışıklı eve ilk girişimde müthiş bir heyecan kaplamıştı beni. Sabahın ilk ışıkları yüzüme vurduğunda araba, korna, insan sesi yerine daha önce hiç duymadığım kuş cıvıltılarını duymak, bu da nesi ben nerdeyim diye uyanıp, ayak ucumda heybetli çam ağacını görmek muhteşemdi. Bir an inanamadım dünyada olduğuma. Biraz daha dikkatle bakmaya başladığım çam ağacında gezinen küçük sincap kardeşlerimiz, rüyamsı kuyruklarıyla cennettesin sen diyordu adeta. Sonraları kahvaltılarımızı, ağacın balkonundan taşan dallarından balkona süzülen sincaplarla yapmaya başladık. Sincapların yeri başkadır benim için. Ben en çok kuyruklarını ve hızlı hızlı sağa sola bakışlarını severim. Sıkça yağmur yağan Vancouver’da, kuyrukları ıslanır sincapçıkların pek komik olurlar yağmurda bu onları iki kat sevimli yapar.

Biz Vancouver'da Kitsilano’da yaşadık. Kitsilano Vancouver şehir merkezine 15-20 dk bisiklet sürme mesafesinde şirin mi şirin bir semttir. Daha çok gençlerin, Kits Beach severlerin, entellektüellerin oturduğu bir bölge. Okyanus suyu ile dolu, tuzlu, sıcak , okyanusun hemen yanında olan görkemli havuzuyla meşhurdur. Kanada’nın en güzel en ılımlı iklimi Vancouver’dadır. Kışın dahi sweatshirtle dolaşabileceğiniz Vancouver’ın, outdoor spor seven Kanadalıların gözde şehri olması bundandır.

Yaklaşık bir yıldır oturduğumuz evimiz Kitsilano’nun en sevdiğim sokağı olan Vine Street’te, okyanusa iki blok yürüme mesafesindeydi. Sokağımızın bitimindeki dev havuzda frizbi oynayıp, çığlık çığlığa bağırmak, olimpiyat yüzücülerinin temposunda sağ kulvarda yüzmek yerine, solda çocuk havuzunda yüzmüşlüğüm vardır. Kits Beach’in tadına yazları doyulmaz. Spor sever Kanadalı hemşerilerimiz peşi sıra 15 voleybol filesi gerip, kendilerinden geçene kadar voleybol oynar, köpeklerini direklere bağlarlar. Topun peşinde kumlarda yuvarlanan sahiplerine ulaşabilmek için direklerin etrafında pervane olan sevimli köpekler tasmalarının iplerini gemici düğümü yapar. Ciddi bir Asyalı nüfusuna sahiptir şehir. Hafta sonları sahillerdeki piknik masalarına akın eden 30-40 kişilik Çinli grupları bu gerçeği iyice hissettirir. Barbekü yapan, top oynayan ‘’-heya,-heyo’’ diye bağıran Asyalı kardeşlerimizi banklarda oturup izlemekte pek güzeldir. Sevdiğiniz insanla birlikte yemek yapıp, onları güzel kaplara yerleştirip sepetinizi kaptığınız gibi sahile gidip termoslarınızdan earl grey çayınızı yudumlamanızın keyfi tarifsizdir. Çok severim ben gün batımlarını. Gökyüzünün pembeler, morlar, turuncular giymesi huzur verir bana.

0 yorum: